Yıl İçinde İşe Girişlerde Kümülatif Vergi Matrahı Sıfırdan Başlar
24 Ocak 2014, Cuma 10:01Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar (hizmet karşılığının mal olarak verilmesi) ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen (konut, araç sağlanması vb.) menfaatlerdir. Gerçek kişilerin bir takvim yılı içinde elde etmiş oldukları ücret gelirleri gelir vergisine tabidir. Ücret, bedensel ya da zihinsel bir emek karşılığında işverenden elde edilen hâsılayı ifade eder. Bu hâsıla para şeklinde olabileceği gibi ayni veya para ile temsil edilebilen menfaat şeklinde de olabilir.\r\nÜcretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık ilişkisi niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması ücretin niteliğini değiştirmez.\r\nÜcretin Unsurları\r\nGelir vergisi açısından bir ödemenin ücret ya da başka bir gelir unsuru olarak vergilendirilip vergilendirilmeyeceği aşağıda sayılan üç unsura göre tespit edilecektir. Bu üç unsur birlikte varsa elde edilen gelir ücret olarak vergilendirilecek, aksi takdirde ücretten söz etmek mümkün olmayacaktır.\r\n \r\nÜcret gelirini meydana getiren 3 temel unsur şöyledir:\r\n- Bir işverene tabi olma,\r\n- Belli bir iş yerine bağlı olma,\r\n- Hizmetin karşılığı olarak bir ödemenin yapılması,\r\n \r\nÜcret Gelirinin Vergilendirilme Şekli \r\nÜcret gelirlerinin vergilendirilmesinde ilke olarak gerçek usul kabul edilmiştir. Vergi, gelirin gerçek ve safi tutarı üzerinden alınmaktadır.\r\nÜcretin Safi Tutarının Tespiti \r\nÜcretin safi tutarı, işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan yararlar toplamından (yani ücretin gayrisafi tutarından) belli indirimlerin yapılmasından sonra kalan miktardır.\r\nBu indirimler şunlardır:\r\nEmekli aidatı ve sosyal sigorta primleri, Sosyal güvenlik destekleme primi, İşsizlik sigortası primi, Şahıs sigorta primleri, Bireysel emeklilik katkı payları, Sendikalara ödenen aidatlar (işçi ve memur sendikaları), Sakatlık indirimi.\r\nYıl İçinde İşe Girişlerde Kümülatif Vergi Matrahının Durumu\r\n2006 yılında ve öncesinde çalışanlar için vergi iadesi uygulaması vardı. Çalışanın son çalıştığı işverenden vergi iadesi alabilmesi için eski işyerindeki kümülatif vergi matrah ile yeni işyerindeki kümülatif vergi matrahları birleştirilerek o yıla ait vergi iadesi için birleştiriliyordu. 1. Ocak 2008 tarihinden itibaren Asgari Geçim İndirimi uygulaması yürürlüğe girince vergi iadesi uygulaması (31.12.2006 tarihinde) kaldırıldı. Dolayısı ile işçi yeni işverenin yanında işe girdiğinde eski işyerindeki kümülatif vergi matrahı ile ilişki kurmaksızın sıfırdan başlatılması gerekir.\r\n \r\nÜcretlerin vergilendirilmesine ilişkin bazı konularla ilgili, yeni firmada işe giriş yapan personelin daha önceki çalışmış olduğu firmadan elde ettiği kümülatif ücret matrahının yeni firmada çalışacağı süre içerisinde elde edeceği ücret matrahı ile ilişkilendirilmemesi gerektiği yönünde İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının özelgeler ile açıklanan görüşleri aşağıdaki şekildedir.\r\n \r\na. Bilindiği gibi, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesinde; “Ücret işverene tabi ve belirle bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir\r\n \r\nb. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez” denilmiş 62. maddede ise “İşverenler hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir.” hükmü yer almıştır.\r\n \r\nDiğer taraftan aynı Kanunun 86. maddesinde ise, Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.\r\na)- Tam mükellefiyette.\r\nb) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler (4962 sayılı Kanunun 17/D maddesiyle değişen parantez içi hüküm 07/08/2003 tarihinden geçerli olmak üzere) (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplam 103. maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dahil)…” hükmü yer almaktadır.\r\nÖte yandan, konuyla ilgili olarak 160 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, “…Buna göre, bir hizmet erbabının birden fazla işverenden ücret alması halinde, her bir işverenin ödediği ücretler, ayrı ayrı vergilendirilmektedir. Dolayısıyla vergi tarifesi, her bir işverenin ödediği ücrete, diğer işveren veya işverenlerin ödediği ücretle ilgilendirilmeksizin ayrı ayrı uygulanmaktadır. Ancak, söz konusu ücretlerin gayrisafi tutarları toplamının, Gelir Vergisi Kanununun 86. maddesinde belirtilen haddi aşması halinde, bu ücretlerin yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.” açıklamalarına yer verilmiştir.\r\n \r\nAynı işverene ait farklı şube ya da işyeri değişikliğinde ya da nakillerde kümülatif gelir vergisi matrahı kaldığı yerden devam eder. Farklı işverene ait bir firmada işe girilmesi halinde kümülatif gelir vergisi matrahı yeni işyerine taşınmaz.\r\n \r\nYukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre, yeni başlanan işyerinde çalışacağı süre içerisinde elde edeceği ücret gelirinin Gelir Vergisi Kanununun 61, 94 ve 103. maddeleri uyarınca vergilendirilmesi aşamasında daha önce çalışmış olduğu işyerinde elde ettiği kümülatif ücret matrahının yeni çalışacağı işyerindeki süre içerisinde elde edeceği ücret matrahı ile ilişkilendirilmemesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla elde edeceği ücretlerin tevkif suretiyle vergilendirilmesine esas olarak başlangıçta “0” matrahın dikkate alınması gerekmektedir.\r\n