İbraname Nasıl Düzenlenir
01 Ağustos 2018, Çarşamba 09:54 İbra sözleşmesi çalışma hayatında "ibraname" adıyla yaygın bir uygulama alanı bulmaktadır. İbra sözleşmeleri İş Hukukunda "işçi yararına yorum" ilkesi çerçevesinde değerlendirilmiştir.
İşçi emeği karşılığında aldığı ücret ve diğer parasal hakları ile kendisinin ve ailesinin geçimini temin etmektedir. Bu açıdan bakıldığında bir işçinin nedensiz yere işvereni ibra etmesi hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir.
1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420.maddesinde “Ceza koşulu ve ibra” başlığı altında düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 420. Maddesinde;
" Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir. İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur. İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün tazminat alacaklarına da uygulanır.”
Hükmü bulunmaktadır.
İbranamenin geçerli olabilmesi için, iş sözleşmesi her ne şekilde sona ererse ersin (geçerli neden, haklı neden, vb.) feshi izleyen bir aylık süre beklenerek ibraname düzenlenmesi gerekir. İşçinin bir kısım işçilik alacaklarının ödenmesinin bir ay süreyle gecikmesi işçi alacaklarını geciktirse bile bu durum temelde işçi yararınadır.
Bir aylık bekleme süresi, ibra sözleşmelerinin düzenlenme zamanı ile ilgili olup ifayı ilgilendiren bir durum değildir. İşçinin fesih sebebi ile ödenmesi gereken işçilik alacakları (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve izin ücreti vb.) ödeme tarihi bir ay süreyle ertelenmesi demek değildir.
İbranamenin Düzenlenmesi
İbranamenin düzenlenmesi 6098/420. Maddesinde belirtildiği gibi,
- İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması,
- İbra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması,
- İbra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi,
- Ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması
şarttır.
Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür.
Maddeye aykırı ibranameler geçersiz sayılacaktır.
Yargıtay’ın kararlarına göre; miktar içeren ibra sözleşmelerinde alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir Yine Yargıtay’ın kararına göre miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması makbuz etkisini ortadan kaldırmaz”
Fesihten sonra düzenlenen ve alacak kalemlerinin tek tek sayıldığı ibranamede irade fesadı haller ileri sürülüp kanıtlanmadığı sürece ibra iradesi geçerli sayılmalıdır. (YHGK.2009/396 E)
İşçi emeği karşılığında aldığı ücret ve diğer parasal hakları ile kendisinin ve ailesinin geçimini temin etmektedir. Bu açıdan bakıldığında bir işçinin nedensiz yere işvereni ibra etmesi hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir.
1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420.maddesinde “Ceza koşulu ve ibra” başlığı altında düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 420. Maddesinde;
" Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir. İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur. İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün tazminat alacaklarına da uygulanır.”
Hükmü bulunmaktadır.
İbranamenin geçerli olabilmesi için, iş sözleşmesi her ne şekilde sona ererse ersin (geçerli neden, haklı neden, vb.) feshi izleyen bir aylık süre beklenerek ibraname düzenlenmesi gerekir. İşçinin bir kısım işçilik alacaklarının ödenmesinin bir ay süreyle gecikmesi işçi alacaklarını geciktirse bile bu durum temelde işçi yararınadır.
Bir aylık bekleme süresi, ibra sözleşmelerinin düzenlenme zamanı ile ilgili olup ifayı ilgilendiren bir durum değildir. İşçinin fesih sebebi ile ödenmesi gereken işçilik alacakları (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve izin ücreti vb.) ödeme tarihi bir ay süreyle ertelenmesi demek değildir.
İbranamenin Düzenlenmesi
İbranamenin düzenlenmesi 6098/420. Maddesinde belirtildiği gibi,
- İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması,
- İbra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması,
- İbra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi,
- Ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması
şarttır.
Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür.
Maddeye aykırı ibranameler geçersiz sayılacaktır.
Yargıtay’ın kararlarına göre; miktar içeren ibra sözleşmelerinde alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir Yine Yargıtay’ın kararına göre miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması makbuz etkisini ortadan kaldırmaz”
Fesihten sonra düzenlenen ve alacak kalemlerinin tek tek sayıldığı ibranamede irade fesadı haller ileri sürülüp kanıtlanmadığı sürece ibra iradesi geçerli sayılmalıdır. (YHGK.2009/396 E)