HSYK, Vicdan ve Adalet
17 Nisan 2014, Perşembe 23:33Bizden-karşı-paralel kavramları; siyasetin, medyanın, bürokrasinin, yargının dilinde ve gündeminde.\r\nObjektiflik ve liyakatlık ilkeleri; anlamsız hale mi geldi? \r\nVicdan, hak ve hukuk; önemsiz hale mi geldi?\r\nAdalette, Hukukta; kin, öfke, yandaşlık olur mu?\r\nYargı, yasama, yürütme yetkileri, görevleri altüst edilmiş durumda mı?\r\nAnayasa Mahkemesi; hukukçu olmayan başkanıyla kararları ile tartışılıyor.\r\nYüksek Seçim Kurulu; çelişkili, farklı kararları ile tartışılıyor.\r\nYargıtay, Danıştay; farklı çelişkili kararları ile tartışılıyor.\r\nHSYK; ahlaka, hukuka, adalete, vicdanlara aykırı çelişkili farklı kararları ile tartışılıyor.\r\nMahkemeler; yandaşa veya karşıta göre karar verir hale geldiği kanaati yayılıyor.\r\nHakim-savcı; bizden-karşı, hain-vatansever diye tanımlanıyor.\r\nBöyle bir bakış, yaklaşım; dünya ülkelerinde var mı?\r\n \r\nİnsanlık tarihi boyunca; Ceza Hukuku ve Ceza Yargılaması ile güç ve yetki sahiplerinin muhaliflere yönelik kin, öfke nefret ve hınçla intikam almaya yönelik önlem tartışmalar yaşanmıştır. Siyasi iktidarın sahip olduğu güç ve yetki ile hukuku, hakları, adaleti tersyüz etme endişesi; Hukuk Devleti gerçeğini ortaya çıkarmıştır.\r\n \r\nİktidarın; keyfiliğine, diktatörlüğüne ve totaliterliğine karşı, kitleleri bastırma, sindirme, susturma, hak arama taleplerini önleme çabasına karşı siyasi iktidarın; hukuk kuralları ve hukuk organları ile denetlenmesi gerçeğine varılmıştır. Anayasaların ve yasaların devlet ve toplum düzeninde hakim olması gerçeğine böyle varılmıştır.\r\n \r\nHukuk devleti, demokrasi, yetkili kişilerin denetlenebilirliği ve hesap verebilme durumu tartışılıyor. Dokunulmazlıkların olduğu, siyasilerin ve bazı kamu yetkililerin hesap veremezliği anlayışı, Türkiye’yi hukuk devleti olmaktan uzak bırakmaktadır.\r\n \r\nToplumda; Ceza Yargılamasının güç ve iktidar savaşın aracı olarak kullanıldığı, sindirme aracı olarak kullanıldığı, İntikam hukuku olarak kullanıldığı algısı vardır.\r\nBağımsız olmayan yargı; demokrasi sistemini işletemez.\r\n \r\nYargı; oyalama, güçlerin eşitsizliği, üstünlerin hukuku, tezgah altı soruşturma, yargılama ve hüküm verme mekanizmaları olmamalıdır.\r\n \r\nTürkiye’de hukuk devleti ve adalet olsaydı; Her olayda, her suçta, her kişide, hukuk, yasa, hakim, savcı tartışma konusu edilir miydi?\r\n \r\nHukuk devleti ve adalet olsaydı;\r\nHSYK; meslekten ihraç edilenlerle ilgili kararlarında adaletsizlik yapar mıydı? \r\nHSYK; hukuk devletine, demokrasiye, hakka hukuka, adalete inanmış kişilerden oluşsaydı;\r\n- keyfi iddianame düzenlemekten meslekten ihraç edileni, \r\n- rüşvetten mahkum olduğundan meslekten ihraç edileni, \r\n- ahlaksızlıktan meslekten ihraç edileni, \r\n- homoseksüellikten meslekten ihraç edileni mesleğe tekrar kabul ederken, \r\n- görevinden dolayı değil de sırf basında mesleki başarıları yer aldı diye ihraç kararı verilen başarılı hakimin cezasını kaldırıp, mesleğe kabul etmez miydi?\r\n \r\nKanunların değiştirilmesi; yargılamanın siyasi otorite iradesine göre yürütülmesi, adil olması anlamına gelmez. Öncelik hukuk kurallarının ve yargılamanın adil olmasıdır.\r\n \r\nSiyasi iktidarı emrinde Bürokhakimi-büroksavcı ortaya çıkar.\r\nYargının; hem bağımsızlığı, hem tarafsızlığı olmalı hem de teminatı olmalıdır.\r\nCeza Hukuku’nun Genel önlem ve Özel önlem olmak üzer iki amacı vardır.\r\n \r\nCezalandırma ile devlet;\r\nSuç işlemeyi önler, İbret almayı sağlar, toplumsal savunma ödettirilir\r\nYani suç ve ceza da hesaplaşma ve ödetme vardır. Suçun karşılığı ceza verilir\r\nMahkemeler; fiili yargılar, faili değil\r\nYargı; adaleti sağlamazsa kişi öç alır, toplum ve kamu düzeni bozulur, kaos olur.\r\n \r\nCeza Yargılaması, siyasi olmamalı, tarafsız, hukuki yapılmalıdır.\r\nCeza Hukuku, İntikam Hukuku olmamalıdır.\r\n \r\nGünün Sözü: Adalet diye adaletsizliğin yandaşa ve karşıt kesime göre dağıtılması yıkımdır.